Son yıllarda etkin bir tedavi yaklaşımı olarak fizyoterapi ve rehabilitasyon modaliteleri arasında yer alan kinezyo bantlama tekniği, ilk kez Dr. Kenzo Kase tarafından 1970’li yıllarda geliştirilen, gerçek boyunun %140’ına kadar uzayabilen, akrilik, yapışkan, renkli elastik koton bir bant ile yapılan özel bir bantlama tekniğidir. Longitudinal yönde istirahat uzunluğunun %55–60’ı oranında esneyebilme yeteneğine sahip olan bant, hareketle ciltte oluşan gerilme ve gevşemelere uyum sağlayabilmekte, derinin kalınlığını ve esnekliğini taklit etmektedir. Kalınlığı ve ağırlığı itibariyle cildin epidermis tabakasıyla benzer yapıdadır ve 24 saat ile 3 gün arasında, uygulama tekniğine bağlı olarak deri üzerinde kalabilir. Çocuklarda ve lenfatik düzeltme yapılan dokuda 24 saatte bir değiştirilmelidir. Bant, sadece terleme ile ve tuzlu suda çıkar.
Kinezyo bantlama tekniği ile tedavinin kontrendikasyonları arasında olan; aktif malignite lokalizasyonu, aktif selülit veya deri irritasyonu, açık yaralar ve derin ven trombozu (kanamalar) üzerine uygulama yapılmaması belirtilmektedir. Diyabet, böbrek hastalıkları ve konjestif kalp yetmezliği gibi durumlarda, karotid arterde boyundaki baroreseptörler üzerine, kırılgan veya iyileşen deri üzerine ve hamilelikte kullanımında dikkat edilmelidir. Manuel tedavi, fizyoterapi modaliteleri, akupunktur, sıcak-soğuk ve egzersizlerle birlikte uygulanabilir. Piyasada çeşitli renklerde bulunmaktadır. Bu renkli bantların birbirinden farkı yoktur ve renk algısına göre hastanın tercihine bırakılmalıdır.
Kinezyo Bandın Mekanizması
Kinezyo bantlama; deri üzerinde basınç oluşturarak kutanöz reseptörleri uyarmakta ve bantlanan bölgede kas, eklem, deri, fasya ve dolaşım sistemi üzerinde fizyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Yaralanmış dokuda inflamasyona bağlı olarak lenfatik sıvı akışı engellenir; kompresyona bağlı olarak cilt altındaki ağrı reseptörleri uyarılır. Kinezyo bant, ciltte mikro kıvrımlar oluşturarak cilt dokusunu yukarı kaldırır; böylece kas ile interstisiyel alan arasındaki mesafe arttırılmış olur. Bu durumda, gergin dokular üzerindeki basınç serbestleşir ve lenfatik sıvı hareketi için boşluk sağlanır. Dolaşım sisteminde yaratılan bu etki ile, deri altında var olan ağrı reseptörlerinin uyarılmasının önlendiği, ağrısız hareket açıklığının kazanıldığı, hareketi kısıtlamadan mekanik destek sağlandığı, lenfatik drenajın fasilite edildiği, eklem pozisyonunun ve kinestetik farkındalığın geliştiği savunulmaktadır.